Cadde-i Kebir

Paylaşan: Ahmet ÖZKARA

Osmanlılar zamanında Cadde-i Kebir yani büyük cadde, daha sonraları Fransız akımının etkisiyle Grand Rue de Pera isimleriyle adlandırılan bugünkü İstiklal Caddesi‘nin oluşumunun Bizans döneminde başladığı bilinmektedir. İstanbul’un fethinden sonra gayrimüslim nüfusun tercih ettiği, Galata’da biraz daha yoğun olmakla birlikte, az sayıda evlerin bulunduğu bir yerleşim yeriydi. Tanzimat’la birlikte batılılaşma hevesinde olan Osmanlıların daha çok rağbet ettiği sosyal hayatın merkezi olmuştur. O dönemin birçok bilinen markaları ilk mağazalarını İstiklal Caddesi’nde açmıştır.

Osmanlıların son dönemi ve Cumhuriyetin ilk yıllarında bu etki artarak devam etmiştir. Levantenlerin yoğun olarak bulunduğu bu bölgede Müslüman aydın kesimin de katılmasıyla canlılığını sürekli olarak korumuştur. 

İstiklal Caddesi tiyatro, sinema, lokanta, pastane ve konusunda uzman butikleri ile ön plana çıkarken ticaret hayatının da merkezi konumuna gelmiştir. Birçok pasaj ve bu pasajlarda o günün en önemli zanaatkârların yoğun olarak yerleşimi 1960’lı yıllara dek devam etmiştir. 

Örneğin; Bugünün Vakko markasının kurucusu Vitali Hakko, o dönem ünü markası Şen Şapka mağazasını İstiklal Caddesi’nde açmıştır. Şapka devrimi sonrası ve yepyeni kurulmuş bir cumhuriyet Türkiye’sinde kadına şapka giydiren ve bunu yaygınlaştırıp moda haline getiren İstiklal Caddesi’ndeki Şen Şapka oldu. 

1960’lı yıllardan 90’ların başına dek yoğun göç almasıyla birlikte seçkinlerin tercih ettiği bir bölge olmaktan uzaklaşmış ve o dönem biraz gözden düşmeye başlamıştır. Ancak 1990’lardan sonra caddenin trafiğe kapatılması ve yeniden organize edilmesiyle eski canlılığına tekrar kavuşmuştur.

Son 10 yılda ise yoğun turist akını ile birlikte eski kozmopolit yapısına tekrar kavuşmuş ve özellikle şehre gelen turistlerin görmek isteyeceği bir yer haline gelmiştir. 

İstiklal Caddesi’nde gezerken her milletten, her yaştan ve her sosyokültürel düzeyden insana rastlamanız mümkündür. Bu yapısı ile kenti görüntülemek isteyenlerin vazgeçilmez noktalarından birisidir. 

İstiklal Caddesi’nde fotoğraf çekerken çok renkli insanlara rastlamanız ve onlarla iletişime geçmeniz çok rahat ve doğaldır. Caddenin dinamiği ve o çok renkliliği her açıdan hissedilir.
İran’dan gelip Almanya’daki akrabaları ile İstanbul’da buluşan bu geniş aile İstanbul’da olmaktan ve İstiklal Caddesinin bu renkli ortamından çok memnunlar. 
Cadde üzerinde birçok ibadethane görmeniz mümkün, St Antuan Katolik Kilisesi ve Galata Mevlevihane’si bunların en dikkat çekenlerindendir, her sokakta sizi şaşırtan yeni bir keşif yapmanız olasıdır.  

Bir yanıt yazın