Edirnekapı Kuş Pazarı ve Kuşbazlar

Paylaşan: Ahmet ÖZKARA

Kuşbazlık, Osmanlı döneminde özellikle saray çevresinde saygın bir meslek olarak görülürdü. Padişahların av ve süs kuşlarını yetiştiren ve kuş meraklısı kişilerdi. Sarayda birçok cinsten güvercin, haberci özellikleri dolayısı ile özenle yetiştirilirdi.

Kuşbazlık zamanla tutku halini almış ve saray dışına da yayılmıştır. 

Evliya Çelebi Seyahatnamesinde17. Yüzyılda İstanbul’da saray dışında kuşçu dükkânlarında altı yüz kadar kuşbaz çalıştığından bahsetmektedir. 

Kuşbazların tutkuları ve bilgileri takdir edilirdi çünkü hayatları güvercinleri sevmekle, beslemekle, saatlerce gözlemekle geçerdi. Güvercinler de bunun hakkını verir, öyle sadıklar ki şehrin öbür yakasına götürüp salsanız bile gelir evinizi bulurlar.

Yine 17. Yüzyılda Avusturya elçisi olarak İstanbul ve Anadolu’da uzun yıllar yaşamış olan Ogier Ghislain de Busbecq, Türkler ‘in kuşlara olan sevgisinden Türk Mektupları adlı eserinde şöyle bahsetmektedir: Kuşbazlarellerindeki kafeslerde bulunan kuşları insanlardan aldıkları para karşılığı serbest bırakırlar. Ağaçlara konan kuşları izleyen insanlar da “bak, ne güzel de ötüp bana teşekkür ediyor” diye sevinirlermiş.

Günümüzde kuşbazlık artık ölmek üzere olan bir meslek ancak, yine de kuş meraklıları oldukça tutkulu ve özellikle güvercin besleme konusunda belki de nesiller boyu aktarılan tecrübeleri günümüze taşımaktadırlar. 

Tezgâh sahiplerinin neredeyse hepsi kuşbazlığın tarihini biliyor ve mesleklerini “iyi bir hastalık” olarak nitelendiriyor. 

Fakat eski zamanlardaki hayvan sevgisini taşıyıp taşımadıkları sorusunu Edirnekapı’daki kuş pazarına gittiğinizde sorgulamadan edemiyorsunuz. 

Kuşları çok sevdiklerinden bahseden kuşbazlar, güvercinleri gerek pazara taşırken gerekse kötü koşullarda gün boyu teşhir ederek satmaya çalışırken sevgilerini pek göstermiyorlar.

Müşterileri cezbetmek, hünerlerini sergilemesi için sık sık havaya atılarak gösteri yapmaları istenen güvercinler kendilerini özgürlüğe en yakın hissettikleri anda ayaklarına bağlı iple tekrar çekiliyor ve bu durum bu konuda eğitildiklerini bilmemize rağmen tuhaf bir rahatsızlık veriyor. 

Edirnekapı Kuş Pazarı, İstanbul’un kadim bir semtinde, surların yanı başında. Haftada bir kurulan pazarda seksene yakın kuş tezgâhı ve ortalama iki bin kişiden fazla ziyaretçi. 

Tarihi surların gölgesinde alıcılarını bekleyen farklı cinslerde, yüzlerce güvercin…

Elden ele değişen kuşlar, kimi şefkatle güvercin beslerken, kiminin elinde o şefkati hissedemiyorsunuz, sanki çok bencilce bir duygu ile elinde tutuyor gibi.

Ayağından sıkıca bağlanmış ipin ucunda bir güvercin takla atarak alıcılarına hünerlerini gösteriyor. Uçmak gitmek istese de gidemez çünkü ipi tutanın izin verdiği kadar uçabileceğini biliyor, bu şekilde eğitiliyor.

Bir cevap yazın