Haliç Hattı Rotası

Fotoğraflar: Cenk GENÇDİŞ
Yazılar: Engin AKGÜN

HALİÇ – EYÜP HATTI

Eyüp, Osmanlı zamanında öncelikli olarak dini bakımdan önemli bir yerdi. Türbeleri ve mezarlıkları ile ünlü Eyüp semti, “öte dünya” ilişkisinin fazlaca hissedildiği mekanlara sahipti.

Fakat 19. Yüzyıldan itibaren Haliç kıyılarında başlayan sanayileşme hamlelerinin getirdiği plansız yapılaşma, bu “Altın Boynuz”un kirlenip, çirkin bir su parçası haline getirdi. Son zamanlarda yapılan temizleme çalışmalarıyla artık eski kokusu olmasa da kıyılarında ağır sanayi yapıları hala varlığını sürdürüyor. Paris’te, Amsterdam’da, Venedik’te hatta Eskişehir’deki nehirlerin şehirle bütünleşme örneklerini gördüğümüzde Haliç’te nelerin yapılabileceği öngörmek çok zor değil. Dünya çapında isme sahip bu alanın hala İstanbul’un bir ilgi merkezi olmaması büyük kayıp.

ZAL MAHMUT PAŞA KÜLLİYESİ

Kanuni’nin vezirlerinden Zal Mahmut Paşa’nın 1590 yılında Mimar Sinan tarafından yapılan külliyesidir. Engebeli bir arazide olduğundan asimetrik bir yapısı vardır. Kubbenin dikdörtgen camiye oturuş şekli Sinan’ın önceki yapılarında alıştığımız estetikten biraz noksan gibidir. Ama bunun da araziden kaynaklandığı düşünülebilir.

TÜRBELER

Eyüp semti, Eyüp Sultan’ın da burada olması sebebiyle Osmanlı zamanında önemli kişilerin türbelerini yaptırdığı bir yer olmuş. Kanuni vezirlerinden Sokullu’nun Mimar Sinan tarafından yapılan türbesi Eyüp Sultan Camisi’nin yakınında…
3. Selim’in annesi Mihrişah Sultan, Adile Sultan gibi kişiler de Osmanlı’da gelenek olarak Eyüp’te gömülmüşler.

EYÜP SULTAN 

Semtin başlıca anıtı Eyüp Sultan Camisi’dir. Ebu Eyyub Ensari, Hz Muhammed’in arkadaşı ve sancaktarıydı. 674-78 yılları arasında İstanbul’un Araplar tarafından ilk kuşatması sırasında ölmüş ve burada gömülmüş. Fatih Sultan Mehmet’in şehri ilk kuşatması sırasında mezarı yeniden bulunmuş ve şimdiki türbe ve cami yapılmış.

Cami 18. Yüzyılda Fatih’in asıl camisinin de yıkılmasına sebep olan büyük depremde zarar görür. 19. Yüzyılın başında onarım geçirdiğinden özgün özelliklerini büyük ölçüde yitirir. Eyüp Sultan Türbesi, bir çok Müslüman’ın dilek, adak veya dua amaçlı ziyaret ettiği bir yer olduğundan, şehrin en kalabalık yerlerinden biridir.

MEZARLIKLAR – PİERRE LOTİ

Eyüp Camisi’nden tepelere doğru mezarlıklar başlar. Bu tepenin sonunda Piyer Loti’nin gittiğine inanıldığı için onun ismiyle anılan turistik çay bahçesi vardır. Fransız bir yazar olan Piyer Loti, 19. Yüzyılda İstanbul’a gelip burada yaşamış ve İstanbul’a hayranlığını ve desteğini yazılarında dile getirmiştir.

Ölümle yaşamın iç içe olduğuna inanıldığından Müslüman mezarlıkları fazla özenli, süslü yapılmazdı. Geleneksel mezarlıklarda mezar taşına ölenin hayatta giydiği başlık türü oyulurdu. Başka bir dekorasyon mezarlarda bulunmazdı.

Mezarların şehrin dışına yapılması o dönemki alışkanlıklardan olduğundan ya buradaki gibi sur dışına ya da İstanbul’a uzak sayılan Üsküdar’daki Karacaahmet’e insanlar gömülürmüş.

Bir cevap yazın